Bugün hostelde dinlenebildiğimiz kadar dinlenip çok erken olmayan bir saatte yola çıkalım, sonrada yol üzerinde uygun bir yerde çadır kuralım istiyoruz. Tiflis e gelirken Orhan Abi nin bisikletinin jant tellerinden birinin kopuk olduğunu fark etmiştik. Aslına bakarsanız bisiklet ne yapsın. Adam çok fazla yük taşıyor ancak çantasında gereksiz hiçbir şey yok. Çamaşır ipi ve mandalı dahi var. Başlangıçta bana gereksiz gibi gelmişti. Ancak rüzgarlı ve yağmurlu bir havada çamaşır ipini ve mandalları kullanmak zorunda kalınca yola çıkarken alınacaklar listesine bunları da ekledim. Yola çımadan önce bir bisikletçide jant telini değiştirmemiz lazım. Orhan abi internetten bisikletçinin yerini araştırdı. Tekerleği ve yedek jant telini alıp bisikletçiyi bulmak üzere dışarı çıktı. Yanına yedek jant teli almış Allahtan. Yoksa 28 jantlık teli her yerde bulmak kolay olmaz. Burada iş yerleri saat 10.00 dan önce açılmıyor bu arada. Orhan Abinin 11.00 da döneceğini varsayarak dışarı çıkıp daha önce alışveriş yaptığımız börekçiden haçapuri ve benzerlerinden alıp hostele geri döndüm. Saat 11 sularında Orhan Abi den mesaj geldi. Bisikletçiyi bulmuş fakat usta saat 13.00 da gelecekmiş. Bu gün en erken ssat 14 te yola çıkabileceğiz anlaşılan. Yeterince vaktim varken sökülen birkaç eşyamı dikmek için hostelde görevli olan kızdan iğne iplik istedim. Tam anlayamayınca bir kağıda iğne iplik resmi çizince hemen bulup getirdi. Dikiş nakış işini halledince lariler suyunu çektiği için biraz dolar bozdurdum.(1 dolar = 1.63 lari). Sonra bir parka oturup defterime 2 gündür yazamadığım yol notlarımı yazdım. Saat 14.00 da hostele döndüğümde Orhan Abi yi yola çıkmak üzere hazır buldum. Sabah aldığım haçapurileri mideye indirdikten sonra saat 15.30 gibi yola çıktık. Yol henüz dümdüz olduğu için Mtskheta ya çok çabuk vardık. Burada konaklamayı düşünüyorduk ancak vakit henüz çok erken olduğu için devam etmeye karar verdik daha güzel yerler bulmayı ümit ederekten. Devamında çadır kurmaya uygun bir yer bulduysak da yine devam ettik. Yol üzerinde bir yerden kayısı ve kırmızı erik topladık birer kilo kadar. Bu turda hiç yemediğimiz kadar kayısı, böğürtlen ve vişne yedik. Biz mide derdine düştüğümüz anlarda yağmur da atıştırmaya başladı. Yağmur çok bastırmadan bir an önce uygun bir yere çadırlarımızı kurup ıslanmasak iyi olur diye düşünürken bir benzinliğin karşısında Orhan Abiyi beni beklerken buldum. Aslında Gori ye kadar varabilirdik ancak bu havada şansı çok zorlamak lazım. Damal da yakalandığım kuvvetli dolu yağışında sığınacak bir yer bulamamış ve yarım saat boyunca dolunun dinmesini beklemiştim. Aynı olayı bir daha yaşamasam iyi olur. Yağmur yağarken bir şekilde çadırları kurduk ve bisikletler hariç tüm malzemelerimizle birlikte hemen içlerine girdik. Çok şükür fazla ıslanmadık. Yağmurun önce şiddeti arttı sınra kısa süreliğine durdu. Durduğu anlarda yol üzerinden bir marketten aldığımız malzemelerle akşam yemeği faslını hallettik. Devamında çadırlarımıza çekildik. Hava durumlarında yarın hava yağışlı gösteriyor ancak alabildiğimiz kadar yol alabilmeyi umut ediyoruz.
Ertesi Gün
İstanbula 1715, Ankaraya 995 km var. Orhan Abi İstanbuldan geldi bu arada. Tabiki daha fazlasını yaparak.
Yol çalışmalarında çalışan bir azerbaycanlı ile sohbet ettik bir süre. Almanya'dan yola çıkmış ve Türkiye üzerinden yola çıkmış Faslı bir turcu ile de sohbetimiz oldu.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen